İnteraktif dijital tahtanıza bakıp nasıl başlayacağınızdan emin değil misiniz? Bu teknoloji harikaları, sınıfınızı canlı, interaktif bir alana dönüştürebilir ve öğrenmeyi her zamankinden daha ilgi çekici hale getirebilir. Ancak sayısız özellik ve olasılık ile nereden başlayacağınızı bulmak sizi şaşkına çevirebilir. Tam gücünden nasıl yararlanırsınız ve derslerinizi nasıl canlandırırsınız?
Pekala, sizin yanınızdayız! İnteraktif dijital tahtalardan en iyi şekilde yararlanmanıza yardımcı olacak beş temel ipucuna dalalım. Veya birinci sınıf interaktif dijital tahtalar için ViewSonic ViewBoards‘a göz atın.
İnteraktif dijital tahtalar, interaktif ekranlar, interaktif düz paneller (IFPler) veya dijital tahtalar olarak da bilinir; sıradan bir dersi dinamik, dikkat çekici bir öğrenme deneyimine dönüştürebilir. Geleneksel dijital tahtaların işlevselliğini bilgisayarların gücüyle birleştirerek karmaşık kavramları basitleştirmek için multimedya öğelerini içeren interaktif ve işbirlikçi derslere olanak tanır. Bu yetenekleri aklımızda tutarak, potansiyellerini en üst düzeye çıkarmanın bazı yollarını keşfedelim.
İpucu 1: İnteraktif Özelliklerden Yararlanın
Öncelikle, interaktif dijital tahta uygulamalarıyla yaratıcı olun. Dijital beyaz tahta ders planlarınızı ve aktivitelerinizi, öğrencilerin nesneleri sürükleyip bırakabileceği, cevapları yazabileceği veya çizebileceği etkileşimli öğeler ve alanlarla ayarlayın. Bu, öğrencilerin bir hikayeye cümleler eklemesine, macera yolları seçmesine veya beyaz tahtaya sahneler çizmesine izin vererek hikaye anlatma aktivitelerini canlandırabilir. Hatta interaktif dijital tahtanın kontrolünü öğrencilere devrederek, fikir fırtınası yapmalarını, belgelere açıklama eklemelerini ve sorunları birlikte çözmelerini sağlayarak sınıfınızı canlı, işbirlikçi bir alana dönüştürebilir, ekip çalışmasını ve aktif katılımı teşvik edebilirsiniz.
Sınıf sınavları genellikle sıkıcı olabilir, ancak olmak zorunda değil! Dijital beyaz tahtalarla etkileşimli bir öğrenme platformu kullanarak etkileşimi artırın. Bu platformlardan bazıları, anında çeşitli itme ve yanıtlama sınav formatlarında ekran görüntüsü almanıza ve içeriği öğrencilerin cihazlarına göndermenize olanak tanır. Puan sistemleri ve zil sesleri gibi oyunlaştırılmış özelliklerini kullanarak etkileşimi daha da ileri taşıyın, sınıf tartışmalarını canlandırın ve herkesin dahil olduğunu ve duyulduğunu hissetmesini sağlayın.
İpucu 2: Bulut Entegrasyonuyla Erişimi Basitleştirin
Bir sınıfa girdiğinizde tüm dijital dosyalarınızın ve notlarınızın parmaklarınızın ucunda olması, uygulamalara ve bulut depolama platformlarına giriş yaparak zaman kaybetmemeniz harika olmaz mıydı? İnteraktif dijital tahta oturum açmanızı bir bulut platformuna bağlamak bunu gerçeğe dönüştürür. Örneğin, ViewBoard kullanıcıları myViewBoard hesaplarını okullarının Apple, Google veya Microsoft hesaplarına, birden fazla uygulama için tek bir oturum açma kimlik bilgisi seti kullanarak Tek Oturum Açma (SSO) kurulumu aracılığıyla bağlayabilir. Bu, kişiselleştirilmiş ayarlara hızlı erişim sağlar ve myViewBoard uygulamasını kullanırken bulut platformlarında oturum açma ihtiyacını ortadan kaldırır. Ayrıca, ViewBoard kullanıcıları myViewBoard hesaplarını bir NFC kartına bağlayabilir ve başlatmayı bir sensöre dokunmak kadar basit hale getirebilir.
Bu bulut entegrasyonu sınıfta ne anlama gelir? Zaman kazandırır ve anında uyum sağlayabilmenizi sağlar. Bir öğrenci zor bir soru sorduğunda ve açıklamak için ek kaynaklara mı ihtiyacınız var? Sorun değil! Bulut depolama alanınıza dalın, ekstra ders materyallerini doğrudan interaktif dijital tahta tuvaline atın ve dersin akışını bozmadan kavramları parçalara ayırın. Hareket halindeki öğretmenler için, bir sınıftan diğerine atlayanlar için bu bir cankurtarandır, teknik zorlukları azaltır ve sorunsuz cihaz geçişleri sağlar. Basitçe söylemek gerekirse, en iyi yaptığınız şeye odaklanmanıza yardımcı olur: öğrencilerinize öğretmek ve ilham vermek.